Engin Erkiner: Teslim Töre kitabından vazgeçtim, TKEP Avrupa’yı yazmak daha kapsayıcı olduğu gibi Teslim Töre de konuya dahildir.
Tarih anlatmak olayları sıralamakla olmaz, yorum gereklidir. Bütün olayları anlatmanız da gerekmez, önemli olanlar yeterlidir.
Mesela TKEP’te parti işleyişi nasıldır?
Tarih anlatıyorsanız bu soruyu cevaplandırabilmeniz gerekir.
Bir tüzükte yazan işleyiş vardır, bir de pratikte yürüyen vardır ve ikisi farklıdır.
Normal parti işleyişi alt ve üst organlar arasında rapor alışverişi üzerinden yürür.
TKEP’te bir de gelişmiş yan ilişkiler vardır. MK’da bulunan çoğu kişi geçmişten gelen bir özellik olarak özellikle belirli bölgelerdeki –mesela Antep ve Adıyaman- parti tabanını tanımaktadır. Sempatizana kadar tanımaktadır. MK yan ilişkiler kurarak bölgedeki durumu, buradan gelen raporların doğruluk ya da yanlışlığını denetler. Pratikteki işleyiş budur, bunu kaç kere yaşadım.
Partinin üye ve taraftar çevresinde inanılmaz yoğunlukta bilgi dolaşımı vardır (gerçi hangi örgütte yoktur ki!). Bu bilgilerin bir bölümü doğru, bir bölümü uydurmadır ve bunları ayırt etmek de her zaman kolay değildir. Bu işleyişin yarattığı sorunlar kitapta yer alacaktır.
Bana muhalif olanlar ülkelerindeki organı atlayarak beni MK’ya şikayet ederlerdi. Yan ilişkileri tersinden çalıştırarak ulaşabiliyorlar. Ben de MK üyesiydim. Sıkıntıdan başka bir şey yaratamadılar.
Önce Paris, ardından Almanya’ya geldiğim günlerden beri şunu ilke edindim: burada önemli şeyler yapamıyorsan, Türkiye’de ne yaptığın önemli değildir. İnsanları bu bakış açısıyla değerlendirdim. Türkiye’de iyi şeyler yapmış olabilirsin ama artık buradasın ve görünen odur ki yıllarca kalacaksın. Türkiye pratiğini zamanla geri plana at, buradaki pratiğini öne çıkar.
Bana şiddetle muhalefet eden tiplerin tümü bulundukları ülkede yıllarca bir şey yapamamışlardır. Tek sermayeleri Türkiye’de iken yaptıklarıdır. Bu da ancak bir süre, diyelim 5 yıl, geçerlidir.
Üç ayrı alanda yıllarca yüksek performans gösterdiğiniz zaman kimse açık tavır koyamaz. Üst düzeyde bunu isteyenler olabilir ama yapamazlar. Bu performans olmasaydı dedikodu ve suçlama kampanyası daha başarılı olurdu.
Önce politik performans. Hangi ülkede bulunuyorsan orada örgütü geliştirebilmek ve ek olarak o alanla ilgili teorik açılımlarda –göç, mültecilik, sürgünlük- başarılı olmak.
İkinci olarak teorik performans. Partinin legal yayınlarında sürekli ve iyi okunan yazılar yazmak.
Üçüncü olarak kültürel performans. 28 yıl yayınlanan Yazın Dergisi.
Şunu kabul ederim, herkes benim kadar hızlı davranmayabilir. Avrupa ülkelerinde içinde bulunduğu ilk büyük eylem, Paris Ev İşgalleri, bu kente geldikten 6 ay sonra gerçekleşti.
Avrupa için bölgesel dergi, Emek, yayınlanması, Almanya’ya geldikten 1,5 ay sonra gerçekleşti ve yıllarca sürdü.
Bu kadar hızlı olmasa bile buraya gelmiş insanların nerede yaşadıklarını anlamaları, dil öğrenmeleri ve buradaki politik çalışma koşullarını benimsemeleri gerekir.
Okuduğunuzda size akılcı gelebilir ama bunlar için önemli kavgalar yaşanmıştır.
Bu kavgaların bir bölümünü Mülteciler Göçmenler kitabında anlatmıştım.
TKEP Avrupa’da daha somut anlatabilirim.
|