KÜBA DEVRIMI VE SOSYALIZMIN SORUNLARI Drucken
Geschrieben von: Erkiner   
Donnerstag, den 22. Januar 2009 um 21:36 Uhr

Engin Erkiner: Küba devrimi 50. yılını geride bıraktı. Küçük bir adada gerçekleşen büyük bir devrimdir. 

Bu devrim, ABD’nin yanı başında, onun boğucu ekonomik ambargosu altında, önce sosyalist sistemin, sonra uluslararası dayanışmanın ve son olarak da Latin Amerika’daki sol hükümetlerin desteğiyle ayakta durdu. Yerkürenin her yanına yayılmış sol örgütler de Küba devrimine borçludur. Afrika’da sömürgeciliğe karşı çarpışan Küba askerleri, geri bıraktırılmış ülkelere giden Kübalı doktorlar, öğretmenlerler, 1990’dan sonra da yıkılmayan bir devrimin insanlara verdiği umut... 

 

 

Bilinenleri tekrarlamaktan ileriye gidip, Küba’da sosyalizmin sorunlarına eğilelim.

 

Öncelikle bilinen bir zihniyetten kurtulmak gerek: Kimilerine göre 30 yıl önce Brejnev yoldaş gerekeni söylerdi; ardından onun yerini önce Fidel Castro sonra Raul aldı. Sosyalizmde yaşanılan bunca kötü deneyimden sonra, araştırmak ve öğrenmek yerine, “önderlik bilir” anlayışında ısrar etmenin hiç bir gerekçesi kalmadı.

 

Küba ile elimizden geldiği kadar yoğun bir dayanışma içinde olduk ve olacağız. Bu durum, bu ülkedeki sosyalizmin sorunlarına gözlerimizi kapatmamızı gerektirmez.

 Küba sosyalizmi, 20. yüzyılda yaşanmış ve tarih sahnesinden uzaklaşmış sosyalizmin sorunlarının dahi iyi anlaşılması için de önemlidir. 

 

SORUNLARDAKİ BENZERLİKLER

 

Küba sosyalizminin ayrı özelliklerinin yanı sıra, 20. yüzyıl sosyalizmine benzer özellikleri de var. Sosyalizmin genel sorunu burada da karşımıza çıkıyor.

 

Büyük üretim araçlarının kamu mülkiyetinde olduğu ülkelerde kapitalist ekonominin tipik sorunları görülmez. Ne ki, sorunlar sadece kapitalizmdekilerden ibaret değil. Sosyalizmin de kendine ait, genellikle kapitalizmin tersi özelliklere sahip sorunları var.

 

Kapitalizmde piyasa mal ve hizmet doludur, ama insanlarda bunları alabilecek yeterli maddi kaynak yoktur. Sosyalizmde ise insanların parası vardır, ama piyasada yeterli mal ve hizmet yoktur. Kapitalizmde sorun eksik tüketim iken, sosyalizmde eksik üretimdir.

 

Küba’da bu sorun özellikle yiyecek konusunda yoğunlaştığı için durum daha kötüdür. Raul Castro yönetiminin, “sosyalizmin en büyük düşmanı yarı boş raflar ve yüksek fiyatlardır” saptaması boşuna değil.

 

Üretim az talep fazla olunca karaborsa kaçınılmaz oluyor.

 

Küba her yıl büyük miktarda yiyecek ithal ediyor. Bu alanda iki iyi, bir kötü gelişme var: Küba, kısıtlı da olsa ABD’den tarım ürünleri ithal edebiliyor. ABD’deki tarım lobisi Küba’ya daha fazla ihracat yapabilmek için ambargonun kaldırılmasını istiyor. Obama’nın ambargoyu kaldırmasa bile gevşetmesi büyük olasılık...

 

İkinci iyi gelişme, Venezüela’nın ucuz petrolüyle Küba’daki enerji sıkıntısının hafiflemesidir.

 

Ne ki, bunun sonucu, tarım üretiminde artış değil, gerileme oldu. Adada tarım için ayrılmış toprağın üçte biri ile yarısı arasındaki bir miktarı kullanılmıyor.

 

Küba yönetimi Venezüela’nın desteğine uzun vadede umut bağlanamayacağını görüyor ve öncelikle tarım üretiminin artırılması için bir dizi tedbiri hayata geçiriyor.

 

Tarımda küçük çiftçiler, kooperatifler ve devlet işletmeleri daha fazla özerkliğe sahip olacaklar. Tarım araçları alınıp satılabilecek ve ürünün belirli bir bölümü pazara doğrudan sunulabilecek.

 

Benzer uygulama küçük çaplı hizmet sektörü (lokantalar, berberler, tamirciler) için de düşünülüyor.

 

Raul Castro, ek olarak, ücretlerin çok düşük olduğunu ve artırılacaklarını açıkladı.

           Bir başka yeni uygulama ise, sorunların ve eleştirilerin eskisinden olduğundan daha açık konuşulabilmesi... 

          

           TOPLUMDA AYRIŞMA

 

Küba’da ABD Doları bulundurmak serbest. ABD’de akrabaları olanlar oradan havale edilen parayı rahatça alabiliyorlar. Ek olarak, gittikçe gelişen turizm sektöründe çalışanlar için de döviz sorunu yok. 1990’lı yıllardan beri süren bu durum toplumda açık bir ayrışma yaratmış durumda. ABD’de akrabaları olanlarla turizm sektöründe çalışanların yaşam düzeyi, halkın geri kalanına göre oldukça iyi.

          Sosyalist sistemin çözülmesinin ardından Küba, içine düştüğü döviz sıkıntısını bir oranda giderirken, bunun amaçla yapılanların bir sonucu da toplumdaki ayrışma oldu.  

 

SORUNLARLA BİRLİKTE YAŞAMAK

 

Sosyalizmde sorunlar olmaz, diye öğrenmiştik. Kapitalizme özgü sorunlar olmaz, ama başkalarının olduğunu gördük. 20. yüzyıl sosyalizmi sorunlarıyla birlikte yaşayamadı. Sorunlardan kaçamayacağını anladığında ise artık çok geçti.

 

Küba, 20. yüzyıl sosyalizminden gerekli dersleri çıkarmış görünüyor. Halka seyahat kısıtlaması uygulanmıyor. Sorunlar açıkça ifade ediliyor ve onlarla birlikte  yaşanarak çözülmeye çalışılıyor.

 

Bu çözümün reçetesi yok. Deneyipyanılmayla bulunacak.

 

Şimdilik anlaşılan, herşeyi kamu mülkiyeti altında toplamanın üretimde –özellikle de tarımda- ciddi sorunlar yarattığıdır.

 

Önemli olan kitaplardaki “saf sosyalizm” değil, yaşayabilen, kapitalizm karşısında ayakta durabilen bir sosyalizmdir.

            Küba’nın sorunlarına çözüm getirmek için hayata geçirdiği uygulamaların dikkatle izlenmesi gerekir.
Zuletzt aktualisiert am Donnerstag, den 22. Januar 2009 um 21:40 Uhr