|
Engin Erkiner: Yıllarca ilkel toplumun barış toplumu olduğu düşünüldü. Bunun önde gelen nedenlerinden birisi Engels’in Morgan’ın Avustralya civarındaki adalarda ilkel topluluklar hakkında yaptığı araştırmalardan hareketle yazdığı “Ailenin, Devletin ve Özel Mülkiyetin Kökeni” kitabında yatıyordu. Başka düşünürler de yeterli kanıt göstermeden ilkel toplumun mutluluk toplumu olduğunu savunmuşlar –mesela Rousseau- bu toplulukların savaşı daha gelişmiş ya da uygar adı verilen toplumlarla tanıştıktan sonra öğrendiklerini belirtmişlerdi.
Engels, küçük bir alanda yapılan etnolojik araştırmadan hareketle bütün ilkel toplumlarla ilgili genelleme yapmıştı. Bunun doğru olmadığı, Engels’in ilkel toplumlarla ilgili tezlerinin sınırlı geçerliliğe sahip olduğu sonraki araştırmalarla ortaya çıkacaktı.
Güney Amerika ülkelerinde yapılan araştırmalar bu konuda aydınlatıcı oldu.
İlkel toplumların hem içinde hem de aralarında savaş vardı. Sınıflar yoktu ama savaş vardı. Bu toplulukların en tanınmışı Yanomami adı verilen ve Venezüella yakınında yaşayan topluluktur. Daha önce bir misyoner bu toplulukla bağlantı kurmuştu. Ardından 1964’te 26 yaşında Chagnon adlı bir doktora öğrencisi misyonerle birlikte bölgeye gider. Yanında onlara hediyeler de götürür ve tipik etnolojik araştırmanın kurallarını uygular. Sayıları 20.000 kadar olan ve ormanda değişik köylerde yaşayan bu insanların yanına yerleşir. Dillerini öğrenir. Aynı yiyeceklerden yer (genellikle pişirilmiş muz), adetlerini inceler ve öğrendiği her şeyi not alır. Burada 15 ay kaldıktan sonra ayrılır. Konuyla ilgili bir kitap yayınlar.
Buna göre Yanomamiler arasında, aynı köyde yaşasınlar ya da yaşamasınlar sürekli çatışma vardır.
Bu savaş yiyecek nedeniyle olamaz çünkü ormanda yerlilerin yiyebildiği yiyecek çoktur, yiyecek sorunu yoktur. Changon çatışmaları iki nedene bağlar:
Birincisi; ters giden bir işin sorumlusu olarak başka köydekileri görmektir. Bize büyü yaptılar, bu nedenle işimiz ters gitti. Gelsin çatışma…
İkincisi; özellikle kadınlar çatışma konusudur. Yanomami erkeği birden kadınla birlikte yaşayabilir. Cengaver erkekler özellikle çekici bulunur. Kadını başka erkeklerden kıskanmak ve benzer sorunlar çatışma nedenidir.
Bölgeye daha sonra başka araştırmacılar da gitmiş ve adı geçen topluluğun sadece savaşçı olmadığını, savaşın bazen yaşandığını belirtmişlerdir.
Her durumda bu ilkel topluluk hiç de sanıldığı gibi sakin ve barışçı değildir.
Burada sorun Engels’te değil, O’nun tezlerini aradan yıllar geçmiş olmasına, başka araştırmalarla başka sonuçlar elde edilmiş olmasına rağmen aynen tekrarlayanlardadır.
Engels’in ilgili kitabında ulaştığı sonuçlar büyük oranda geçersizdir.
Yine Güney Amerika yerlileri arasında yapılan araştırmalar artı ürünle sınıfsal ayrışma arasında doğrudan bağ bulunmadığını göstermiştir. Bazı kabileler yılda bir büyük festival düzenler, fazla ürünü olanlar bunu başkalarına dağıtır ve herkesin durumu eşitlenir. Artı ürün kaybolur.
Bu ilkel toplum kabileleri yıllardan beri kalmamış bulunuyor. Uygarlık o topraklara çoktan girdi ve hatta yaşadıkları bölgede altın aranıyor. Dolayısıyla yeni araştırmalar yapmanın imkanı da kalmadı.
İlkel komünal yaşamın çeşitleri vardır ve üretici güçlerin ileri gelişme seviyesinde oraya dönüşü hedeflemek boş bir amaçtır. Hiç de sakin ve çatışmasız toplum değildir.
Savaş vardır ama sınıf savaşı değildir.
Devletin ortaya çıkması da değişik yörelerde değişik özellikler gösterir. Engels’in dediği gibi tek tip ortaya çıkış değildir.
Sorun Engels’te değil, o yıllarda ilkel toplumlarla ilgili araştırmalar yeni başlıyordu. O da kitabında mevut bilgi temelinden hareketle sonuçlara varmıştır.
Sonraki yıllarda yeni bilgiler temelinde bu sonuçların geçerliliği ortadan kalkacaktır.
Bunları tekrarlamayın…
|