ALMANYA'DA SEÇİM VE GÖÇ KONUSU PDF Drucken E-Mail
Geschrieben von: Erkiner   
Sonntag, den 02. Februar 2025 um 17:57 Uhr

Engin Erkiner: Şubat sonlarında ülkede genel seçim yapılacak ve göç konusu, ülkedeki tek önemli konuymuş gibi, AfD ve CDU tarafından öne çıkarıldı.

Almanya’da hayat pahalılığının, artan işsizliğin önde gelen sorumlusu bu ülkenin Ukrayna-Rusya savaşında ABD tarafında yer almasından kaynaklanıyor. Rusya’dan gelen ucuz petrol ve doğal gazın kesilmesi, Almanya’nın petrol ve doğal gazı daha pahalı kaynaklardan edinmek zorunda kalması hayat pahalılığını her alanda artırdı. Enerji fiyatı artınca bu artış her alana yansır. Ek olarak Almanya’nın Ukrayna’ya büyük ekonomik ve askeri yardım yapması da içerde pahalılığın artmasına katkı yapmasının dışında savaşı uzatmaktan başka işe de yaramadı.

Almanya’da bir milyondan fazla Ukraynalı göçmen bulunuyor. Bunların ülkede kalmak için iltica etmelerine gerek bulunmuyor, sosyal yardımlardan da yararlanabiliyorlar.

Bir milyondan fazla göçmen ülkede özellikle belirli bölgelerde zaten kötü olan ev sorununun iyice kötüleşmesine yol açtı. Ev kiraları iyice yükseldi.

Dahası bulunuyor: ABD orta menzilli füzelerinin ülkeye yerleştirilmesine karar verildi ve Wiesbaden’da NATO karargahı açılacaktır.

Almanya’nın önde gelen sorunu budur. Almanya’nın ABD’nin rotasından ayrılması gerekiyor, öncelikle bunun savunulması gerekiyor. Ülkenin daha fazla silahlanmasına, ABD füzelerinin ülkeye yerleştirilmesine, savaşı uzatmaktan başka işe yaramayan Ukrayna yardımına karşı çıkılması gerekiyor.

Bu bağlamda göç konusundaki gelişmeleri –önemli olmakla birlikte- ön plana çıkarmak ABD’ye dolaylı olarak hizmettir.

Gelelim göç konusuna…

Bu da önemli bir sorundur. Politik göç dışında, gerçek politik mülteciler dışında göçün durdurulmasını savunuyorum. Düzensiz göç içerde ciddi sorunlar yaratıyor. Dahası, imkan olsa da göçmenlerin ve göçmen kökenli Almanların göç konusundaki fikrini sormak mümkün olsaydı, en az yüzde 80’inin düzensiz göçe karşı çıktıkları görülebilirdi.

En az beş yıldır ülkede yaşayan, halen dil öğrenmemiş, hemen hiç çalışmamış, halen şu veya bu düzeyde eğitim de görmeyen, sosyal yardımla geçinen kişilerin –mesela çok sayıda Suriyelinin- ülkelerine gönderilmesi gerekir.

Göçmenler arasındaki bazı kişiler göçmenleri savunmayı ilericilik sanıyorlar. 30-40 yıl öncesinde yaşıyorlar. Göçmenlerin büyük kesiminin –eskiden gelenler ya da yeni gelenler- ilericilikle ilgisi yoktur. Gerçek nedenlere dayanan politik mültecileri ayrı tutuyorum.

AKP’nin Almanya’da ulaştığı oy oranı Türkiye’dekinden yüksektir. Kim seçiyor AKP’yi? Birinci kuşaktan arta kalanlar –sayıları azdır- ve çok sayıda TC pasaportlu kişi seçiyor. Bunlar göçmendir, eski veya yeni…

Biraz geçmişe gidelim…

1982’de Paris’te apartman işgalleri yaptığımızda, işgali birlikte gerçekleştirdiğimiz Fransız örgütü Action Directe ile göçmenler konusunu çok tartışmıştık. Onlara göre göçmenler toplumu değiştirecek devrimci özneydi; tersini savunuyordum. Aynı anlayışı daha sonra Almanya’da da görecektim. Bu insanlar toplumu değiştirmek değil, içinde yer almak istiyorlar. İyi bir iş, iyi bir ev öncelikle… Bunlara sahip olduktan sonra bu insanların ne olduklarını daha iyi göreceksiniz, derdim.

Gerçekten de böyle oldu.

Almanya’da 2000-2005 arasında Demokratik Sosyalizm Partisi’nin (PDS) Frankfurt İl Yönetimi üyesiydim. Göçmenler konusunda çalışma yapmayı kabul etmedim. Partinin yayın organı Frankfurter Kurier’in sorumlusu oldum, barış politikasında da sözcüydüm. Göçmenlere ve hele de Türkiyeli göçmenlere tahammül edemiyordum. Bir şey bilmedikleri gibi, yaşadıkları ülkenin önde gelen sorunlarından haberdar olmadıkları gibi, göçmen olmayı da ayrıcalık sanıyorlardı.

Zihniyet çok değişmedi. Çok sayıda göçmen hala ülkenin en önemli sorununun göçmenlik olduğunu sanıyor. “Biz göçmeniz eziliyoruz, ırkçılık var”ın ötesinde argümanları da bulunmuyor.

Şimdi bana “sen göçmen değil misin?” diye sorabilirsiniz.

Ne ilgisi var, diyeceğim.

Politik ilticacı iken de göçmenler konusundaki görüşlerim bugünkünden pek farklı değildi. Göçmenleri genel olarak ilerici görmeye her zaman karşı çıktım. Hele de 1980’li yıllarda göçmenlerin çoktan sınıfsal ayrışmaya uğradığı Almanya gibi ülkelerde…

Ek olarak, göçmenlik ömür boyu sürmez. 30 yıldır Almanya vatandaşıyım. Zamanında harekete geçtiğim için yasal olarak çifte vatandaş da oldum. Deutsch mit Migrationshintergrund benim için uygun tanımdır.

Göçmenlik geçicidir.

İnanmayan ABD’ye baksın, İngiltere’ye baksın…

ABD’de göçmen kökenli olmayan yok neredeyse…

Göçmenlik çoktan sona ermiş…

40-50 hatta daha fazla zaman geride yaşıyorsanız, yaşamaya devam edin denir.

Geçenlerde konuyla ilgili bir yazı okudum ve başına baktıktan sonra bıraktım.

Çok sayıda ülkede göç konusuyla ilgili sorunlar yaşanıyor ve yazar diyordu ki “bunun sorumlusu emperyalizmdir”.

Bu tür tahlillere “marksist gevezelik” olarak bakıyorum. Somut önermesi bulunmuyor ve tahlil yaptığını sanıyor.

ABD ve Avrupa Birliği ülkelerine büyük göç var. İşsizlik artıyor, hayat pahalılığı artıyor, ciddi uyum sorunları çıkıyor ve göçmenlere yönelik tepki büyüyor.

Bunlara karşı ne öneriyorsun, onu söyle…

Fikri bulunmuyor, konuyu yeterince de bilmiyor zaten…

Tekrarlıyorum: göçmenler konusunu sanki ülkenin tek önemli konusuymuş gibi öne çıkarmak, Almanya yönetiminin ABD çizgisinden ayrılmasını savunmamak, ülkeye yerleştirilmesi kararlaştırılan orta menzilli füzelere karşı çıkmamak ABD çıkarlarına hizmettir.

Kişi olarak BSW’nin bu konulardaki anlayışını destekliyorum. Küçük farklarımız var ama bunlar önemli değildir.

Bazıları da diyormuş ki; BSW’yi destekleyen solcular benim için yok hükmündedir.

Tabii ki öyle olsun… Bugüne kadar var hükmündeydik de ne oldu ki?

Biz işimize bakalım…