Engin Erkiner: Videolarda yıl sonunda 300’e ulaşmayı hedefliyordum, yıl bitmeden ulaştım. Yıl sonunda 301 olur herhalde…

Çözüm bulmam gereken bir konu var: bazı anlatımlar uzun olmak zorunda… İki tane 17-18 dakikalık mı yoksa tek yarım saatlik mi yapmak daha iyi olur?

Konuya göre değişir ama denemek gerekir.

Yarım saatte dünyayı anlatırım.

Kısalarda da görüyorsunuz; içerik yoğun, boş laf bulunmuyor.

İstekler karşılıklı olarak şimdiye kadar birbirine uydu: insanlar kısa ve öz anlatımlar dinlemek istiyorlar.

Bu da işime geliyor çünkü birçok yazarın aksine benim uzun yazma sorunum bulunuyor.

Konuşmalarda da öyledir. Bir konferansta şimdiye kadar en uzun konuştuğum süre bir saatti ve konuşmam sona erdiğinde kimsenin yerinden kıpırdamadan dinlemiş olduğunu fark ettim. Tuvalete giden bile olmamıştı.

Çok sayıda TV programına çıktım, katılımcılar arasında genellikle en az konuşan ben olurdum. TV programı suya yazılan yazı gibidir, akılda kalmaz, kısa zamanda unutulur. Bu nedenle önemli olan çok konuşmak değil, akılda kalacak tespitler yapmaktır. Bunu yapmaya çalışırdım ve sanırım başarılı da oldum.

Şimdi düşünüp sonraki videolar için plan yapmam gerekiyor.

Belki yeni uygulamaya gelecek videoda başlarım: neo liberalizmin yarattığı yeni insan tipi…