Engin Erkiner: Devrimci olmadan önce de ateisttim. Bu nedenle sağlam ateistliktir. Yine de şu sözü severim:
Önemli olan Tanrı’ya inanmak değil, Tanrı’nın inandığı insan olmaktır.
Tanrı, ne kadar varsa artık, hayatı boyunca amaçları peşinde koşmuş, hiç kimseye aldırmadan koşmuş insanlara inanır.
Bunu nereden çıkarıyorsun diye sorarsanız...
Tanrı ya da Allah benimle uğraşanları çarpıyor.
Tartıştıklarımdan söz etmiyorum. Bu, normaldir. Sonuçta anlaşırız veya anlaşamayız, normaldir.
Pislik yaparak uğraşanlardan söz ediyorum.
Mihrac kalp krizi geçirdiğinde bana “ömrünü yedin adamın” diyenler vardı.
Her tarafından yağlar sarkan kişinin kriz geçirmesi normaldir. Ben en fazla ek faktör olabilirim.
Velinimetiniz Esad da gitti…
Böyle diyorum çünkü pislik yaparak uğraşanların tamamına yakını Araptır ve Nusayridir.
Genelleme yapmıyorum; Arap ve Nusayri olup böyle yapmayanlar da bulunuyor.
Nedir bana karşı büyük gıcıkları?
Bir türlü baş edemediler.
Yıllardan beri pisliğin her çeşidini denediler, baş edemediler.
Şimdi çökmüş durumdadırlar.
Umarım daha da kötü olursunuz.
Benimle uğraşmamanızı tavsiye ederim.
Siz bilirsiniz!
Kaybedince ağlamayın, olur mu!
Bir arkadaşın dediği gibi: İbrahim Yalçın; biraz daha yaşasaydın da bu günleri görseydin…
Ne yapalım; 65 yaşında hayattan ayrıldın…
Merak etme; daha çok yaşayacağım ve yaşadığım her günle bu tiplere batacağım.
Hiç durmadan öğreneceğim ve üreteceğim…
Kahrolacaksınız ama ne yapayım? |