Engin Erkiner: Suriye’de yılların baskı ve zulüm rejiminin temsilcisi Esat devrildi. Bundan sonraki gelişmeler için biraz beklemek gerekiyor.
HTŞ’nin hızla ilerleyerek Şam’a girmesi birkaç olguya işaret ediyor.
Birincisi: Rusya ile ABD arasında Ukrayna’yı da kapsayan antlaşmadır. İçeriğini bilmiyoruz ama muhtemelen Ukrayna’dan desteğin çekilmesi, en azından azaltılması karşılığında Esad rejiminin –şimdiye kadar olduğu gibi- Rusya tarafından desteklenmemesidir.
İkincisi; Esat ordusunun zayıf olduğu, halkına karşı katliam yapmaktan başka hünerinin bulunmadığı biliniyordu. HTŞ karşısında bozguna uğraması, erlerin kaçması bunu yeniden gösterdi. Esat rejimi aynı zamanda büyük bir yalan rejimiydi. Halep’ten taktik olarak geri çekilmişlerdi kendi açıklamalarına göre… Bu geri çekilme Şam’a kadar sürmüş anlaşılan…
Üçüncüsü; Suriye’de Afganistan benzeri bir İslam devleti kurulacağını sanmıyorum. Ülkenin nüfus yapısı buna uygun değildir. Bu durum nüfusun değişik kesimleri arasında çatışma olmasını dışlamaz. İktidarı silahlı mücadeleyle ele geçiren HTŞ ve yandaşları doğal olarak eski rejimin aktif destekçilerinden hesap soracaktır. Bu durum eşyanın tabiatı gereğidir. Rejim değişikliği yaşanan bütün ülkelerde benzeri gerçekleşmiştir.
Dördüncüsü; 1982’de Hama’da zamanın Genelkurmay Başkanı Rıfat Esat yönetimindeki Suriye ordusu büyük bir Sünni katliamı gerçekleştirmişti. Ölü sayısı 40 bin olarak tahmin ediliyor. Hama, bu katliama rağmen, İslamcıların güçlü olduğu kent özelliğini korudu. İslamcılık, değişik çeşitleriyle Suriye’de içsel bir olgudur. Dış desteği mutlaka vardır, Esat rejiminin yok muydu? Bir ülkede içerde güçlü zemin yoksa sadece dış destekle güçlü bir İslamcılık yaratamazsınız.
Beşincisi; Suriye’deki rejim değişikliğinin büyük kaybedeni İran’dır. Bu ülkenin Lübnan ve Gazze ile bağlantısı kesilmiştir. Hatırlayacak olursanız Halep’te kısa süre önce İranlı bir general öldürülmüştü. General, tümen komutanı demektir. Sadece bu bile Suriye’de çok sayıda İran askerinin bulunduğunu gösterir. Bu askerler muhtemelen Irak’a geçecektir, belki de geçmişlerdir.
Altıncısı; Esad rejiminin halkta önemli desteğinin bulunmadığı, bu bilinen gerçek, yeniden görülmüştür.
Yedincisi; bu gelişmeden en fazla mutlu olanlar yaklaşık 40 yıl sonra hapishanelerden çıkanlar olsa gerektir. Suriye’nin eski özelliğidir: hapse girdiniz mi, ne zaman çıkacağınız yöneticilerin keyfine bağlıdır. Hapiste unutulabilirsiniz de…
Daha somut değerlendirme yapmak için biraz beklemek gerekiyor. |