SURİYE PDF Drucken E-Mail
Geschrieben von: Erkiner   
Donnerstag, den 05. Dezember 2024 um 08:05 Uhr

Engin Erkiner: Bu ülkedeki son durumu maddeler halinde şöyle sıralayabiliriz.

Birincisi; 2019’da yayınlanan Küresel İç Savaş ve Türkiye kitabında yerel, ülkelerle sınırlı savaşlar kalmadığını, her savaşın küresel karakter taşıdığını belirtmiştim. O yıllarda Suriye’deki savaş bunu açık olarak gösteriyordu ve bu durum devam etmektedir.

Bu bağlamda “Suriye’deki islamcı güçlerin –adları ne olursa olsun- bir bölümü dışarıdan gelmedir, Suriye ile ilgileri yoktur” söylemi anlamsızdır. Kısa süre önce Halep’te İranlı bir general öldürüldü. General tümen komutanı demektir. Sadece bu durum bile Suriye’de önemli sayıda İran askeri askerinin bulunduğunu gösterir.

İç savaş olarak başlayan Suriye savaşının küresel karakteri azalmadan sürecektir.

“Esat kaldı, Suriye gitti” belirlemesi bugün daha fazla geçerlidir.

İkincisi; Esad rejiminin devrilmesini beklemiyorum. ABD’nin amacı İran’ın bölgesel etkisini azaltmaktır. İran, Rusya ve Lübnan Hizbullah’ı olmasaydı Esat rejimi ayakta kalamazdı. İran’ın bölgedeki etkisi Türkiye’ninkinden fazladır ve İsrail ile ABD bu etkiyi küçültmeye çalışmaktadır. İran’ın Suriye’deki etkinliğinin azaltılması önemlidir.

Üçüncüsü; Kürt devletinin görülebilir bir gelecekte kurulamayacağı son gelişmelerle yeniden ortaya çıktı. YPG bölgede kalır, etkinlik alanı bazen küçülür bazen büyür ama kalır. YPG’nin bağımsız hareket imkanı yok denilecek kadar sınırlıdır. Pentagon’un evet demeyeceği hiçbir anlaşmaya giremez, onay almadan yeni bölgelere yayılmaya yönelemez.

Dördüncüsü; son gelişmeler nedeniyle Rusya, Türkiye’ye karşı imiş… Olabilir… Bir süre önce de ABD Türkiye’ye karşıydı. Müttefikler ve rakipler sürekli yer değiştiriyor. Hiç birisini kalıcı olarak görmemek gerekir. ABD ile Rusya arasında oynayarak kendine yol açmaya çalışmak yıllardan beri Türkiye’nin politikasıdır.

Beşincisi; islamcı güçlerin büyük saldırısı ve önemli alanları ele geçirmeleri kısa süreli planlamanın sonucu olamaz. Bahçeli’nin Öcalan çağrısı yaparken Türkiye’nin de içinde bulunduğu bu plandan habersiz olduğunu düşünemeyiz. Amaçlarının Kürtlerin bir bölümünü şaşkınlık ve beklentiye sokmak olduğu düşünülebilir.

Yeni çözüm planı başlamadan bitmiş görünüyor.

Türkiye sürdürülebilir yoğunluktaki savaşı istiyor. Bölgedeki etkinliğini artırıyor, yeni silahlar deniyor…

Barışı da doğal olarak kendi anlayışı çerçevesinde istiyor: örgütü feshedin, barış olsun!

Herkes barış istiyor ama kendi anlayışı çerçevesinde…

 

Barış; burada kelimeye takılıp farklı içerikleri görmemek vahim bir hatadır.