Sosyalistlerde zihinsel yenilenme PDF Drucken E-Mail
Geschrieben von: Erkiner   
Donnerstag, den 14. November 2024 um 22:18 Uhr

Engin Erkiner: Sosyalistlerin zihinsel yenilenmeye ihtiyacı bulunuyor.

Pazar sosyalizmini tanıtan videolara başlayarak bunu kendimiz için gerçekleştirmeye çalışıyorum. Bu videoların önemli mesajı, pazar sosyalizmi anlayışının Çin ile sınırlı olmadığıdır. Vietnam, Laos, Küba ve Kuzey Kore de prensipte aynı anlayışı savunuyorlar.

Küba kendisini marksist-leninist olarak görüyor ama bundan başka bir şey anlıyorlar. Marksizm-Leninizm’de pazar mekanizmasının sosyalist ekonomiyle bütünleştirilmesi gibi bir belirleme yoktur. İsim aynı kalabiliyor ama içerik olarak farklı anlıyorlar.

Aynı durum Çin’de de bulunmaktadır. Pazar sosyalizmini “marksizmin yaratıcı geliştirilmesi” olarak anlıyorlar.

Bu konuda en açık konuşan Vietnamlılardır. Partinin teorik yayın organında “sosyalizm yeniden tanımlanmalıdır” belirlemesi var. Doğru buluyorum çünkü sosyalizm kapitalizme alternatif olan, onu aşmayı hedefleyen bir sosyo-ekonomik sistemdir. Kapitalizm değiştiğinde sosyalizm de değişmek zorundadır. Bundan bir sonraki adım “sosyalizmin Marx-Engels eksen alınarak tanımlanmaması” gerektiğidir.

Başka bir sosyalizm anlayışına ihtiyacımız var belirlemesini 2005’te yayınlanan 1989 Berlin Duvarı’nın son sayfasında yazmıştım.

Pazar sosyalizminin Marx-Engels’teki sosyalizm anlayışıyla ilgisi zayıftır.

Bütün bunların hareket noktası sosyalizmin güçlü bir kapitalizmle birlikte yaşamak zorunda kalmasıdır. Marx-Engels’in sosyalizm anlayışı dünya devrimi ve dolayısıyla da sosyalizmin rakipsiz olması temelinde şekillenir.

20. yüzyılda ise başka bir şey olmuştur. 21. yüzyılda da sosyalizm güçlü bir kapitalizmle birlikte yaşamak zorunda kalacaktır.

Marx’tan hareket ederek devletsiz sosyalizmi savunmak ancak iyi bir fantezi olabilir, fazlası değil… Sosyalistlerin önündeki sorun farklı bir devlet anlayışı geliştirmektir.

Geçmişte de örneklerinin görüldüğü gibi teorinin büyük sorunları pratikte çözülmüş; pratik yeni sorular ortaya çıkarmış, teori bunları dikkate almak zorunda kalmıştır.

Saydığım beş ülkede pazar sosyalizminin gelişmesini önce bilmek, ardından da dikkatle izlemek gerekiyor.

Bu konuda izlediğim yöntem yıllardan beri aynıdır: yeni binayı kur, onu güçlendir; tarihi en az 40 yıl geriden izleyenlerle uğraşma, bu insanlarla zaman kaybetme…

Değişik ülkelerde Marksist sosyalizm anlayışının değiştirilmesi konusunda önemli adımlar var. Yakın zamanda “gelişmeme komünizmi” başlıklı bir video yayınlamıştım. Bu konudaki kitap Türkçede de yayınlanmış. Burada savunulan komünizm anlayışının Marx-Engels’teki komünizm anlayışıyla ilgisi bulunmuyor. En başta bolluk toplumu reddediliyor. Doğrusu da budur. İleri derecede gelişmiş bir tüketim toplumu ancak ileri derecede gelişmiş üretimle mümkündür ve dünya kaynakları da bunu kaldırmaz.

Sosyalizm yeniden tanımlanmalıdır belirlemesini ilk yapan –yetkili- diyelim Demokratik Almanca Cumhuriyeti’ndeki Sosyalist Birlik Partisi’nin Genel Sekreteri olan Walter Ulbricht’tir. Sosyalizmi ayrı bir toplumsal-ekonomik sistem olarak tanımlamıştı. Başka bir deyişle sosyalizm, komünizmin ilk aşaması değildir, ayrı bir toplumdur. Ulbricht bunu sosyalizmin kısa değil uzun sürecek bir dönem olmasına bağlamıştı.

Sosyalizmin ve sosyalist toplumun yeniden tanımlanmasında (1970) önemli bir adımdı.

 

Gerisi yavaştan da olsa geliyor…