YALAN SÖYLEMENİN ZORLUKLARI PDF Drucken E-Mail
Geschrieben von: Erkiner   
Donnerstag, den 26. Juli 2012 um 15:34 Uhr

Engin ErkinerYalan söylemek kolay sanılır. Gerçekte ise tersi doğrudur.

Sürekli doğruyu söyle, böylece ne söylediğini hatırlamak zorunda kalmazsın, denilir.

Bir konuda yalan söyleyen, o konu yeniden gündeme geldiğinde daha önce söylediği yalanı iyi hatırlamak zorundadır. Aksi durumda önce söylenen yalanla sonra söylenen birbiriyle çelişir ve kişinin foyası ortaya çıkar. Hafızanız biraz iyi ise, biraz dikkatliyseniz yalanı çabuk ortaya çıkarırsınız.Yakın zamana kadar, değişik gazetelerin iddiasına göre, Suriye’deki Kürtler Beşir Esad rejimini destekliyordu.

Suriye’yi biraz bilen birisi bile buna inanmazdı.

Nasıl inansın?

Önce Hafız Esad ardından da Beşir Esad döneminde on binlerce Kürde vatandaşlık hakkı tanınmamıştı. Bunlardan bir bölümünün herhangi bir kimliği de bulunmuyordu yani resmi olarak yoktular. Bu durum iş bulmaktan sağlık hizmetlerinden yararlanmaya, çocukların okula gönderilmesine kadar büyük sorunlar yaratıyordu.

Suriye’de rejime karşı ayaklanma başlayınca, Beşir Esad yönetimi karşısındaki cepheyi genişletmemek için Kürtlerin vatandaşlık haklarını tanıdı.

Ne Kürtler ve ne de başka bir halk yıllarca doğal hakkını bile tanımamış bir yönetimi, köşeye sıkışınca bu hakkını tanıdı diye desteklemez.

Bu nedenle Suriye Kürtlerinin Beşir Asad’ı desteklediği görüşü başından beri inandırıcı değildi.

Ardından bir fotoğraf gündeme geldi:

Beyrut’ta yapılan bir gösteride Abdullah Öcalan ve Beşir Esad’ın fotoğrafları yan yana taşınmıştı.

PKK’nin de Beşir Asad rejimini desteklediğinin bundan iyi kanıtı mı olurdu?

Bu fotoğraf –umarım yanlış hatırlamıyorumdur- Taraf gazetesinde yer aldı.

Çok sayıda gazetede köşe yazarları baskıcı Beşir Esad rejimiyle aynı özelliğe sahip olduğunu savundukları PKK’yi doğal müttefik olarak ilan ettiler.

Bir süre sonra PKK, Beyrut’taki gösterinin uzun süre Suriye işgali altında kalmış bu ülkedeki Esad yanlıları tarafından düzenlendiğini, kendilerinin ilgisi bulunmadığını açıkladı.

Açıkladı ama ilgili gazeteler bildik yayınlarını sürdürdüler. Düzeltme yapma gereğini duymadılar.

Suriye’nin kuzeyindeki kent ve kasabalarda Kürtlerin yönetime el koymaya başlamasıyla birlikte değerlendirmeler de değişti.

Hani Suriye Kürtleri Esad rejimini destekliyordu?

PKK de bir açıklama yaparak Kürtlerin bulunduğu yerleşim birimlerinde yönetime el konulmasını desteklediklerini ilan etti.

Hani bu örgüt Esad rejimini destekliyordu?

Anlaşılan bazı yazarlar çok değil birkaç ay önce yazdıkları yazıları hatırlamak istemiyorlar.

Bir bölüm yazar ise hızını alamadı ve Suriye ordusunun Kürtlerin bazı yerleşim birimlerinde yönetime el koyması karşısında sessiz kaldığını iddia etti.

İki yanıyla sakat bir iddia:

Suriye Kürtleri yönetimi destekliyorsa, ordunun onlara müdahale etmesi zaten söz konusu olamaz.

Bu yazarlar ne söylediklerini de bilmiyorlar anlaşılan!

Dahası, ülkenin en büyük iki kenti Şam ve Halep’te bile iyice sıkışmış olan yönetim, İsrail sınırı da dahil olmak üzere ordu birliklerini çekerek belirli merkezlerde yoğunlaştırıyor.

Kürtler de rejimin çözülmesinden, ülkede denetimi gittikçe kaybetmesinden yararlanarak bazı yerleşim birimlerinde yönetime el koyuyorlar.

Ayıptır, bu kadar da olmaz, diyeceğim ama, basının büyük bölümünde ayıp ve utanma diye bir şey kalmadı ki…