MİHRAC URAL YALIYOR! PDF Drucken E-Mail
Geschrieben von: Erkiner   
Freitag, den 18. März 2011 um 06:39 Uhr

Mihrac Ural'ın en iyi yaptığı iş yalamaktır. Ne yalıyor diye sormayın! Başlıca işi yalamak olanların ne yaladığını bilirsiniz.


 

Doğrusu iyi yalıyor…

Biz onun sadece Suriye’de Muhaberat ve Cemil Esat gibi devlet yetkililerini yaladığını sanırdık. Sonradan anladık ki, polis ifadesinin düzenlenmesinden hareketle Türkiye’de de yalama faaliyeti varmış ve sonraki yıllarda da sürmüş.

Suriye’ye geldikten altı ay sonra Cemil Esat tarafından ülke vatandaşı yapıldı. Demek ki hem önceden gizlice bağı vardı ve hem de doğrusu iyi yalıyordu.

Sonra Cemil Esat’tan hamile kalan Malak Fadal ile verilen emir üzerine evlendi.

Sonrasında da yaladı da yaladı…

Önemli olan yalanacak kişilerin etkili makamlarda olmasıydı…

Mihrac Ural’da yalamanın sınırı yoktur ve doğrusu iyi bir yalayıcıdır.

Bu tipi tarihimizden attık.

 

Kimi isterse onu ve istediği kadar iyi yalasın; bizden uzak dursun!

 

 

 

 

 

 

 

Japonya’da yaşanılan felaket hükümeti hiç etkilemedi.

 

Enerji Bakanı, “Japonların santralleri eskiydi, biz en yenisini yapacağız” dedi.

Deprem kuşağı üzerinde yapılacak santral eski olsa ne olacak yeni olsa ne olacak, orası ayrı bir konu…

Başbakan Erdoğan ise öyle bir belirleme yaptı ki, insanın ister istemez “Neredesin Aziz Nesin!” diyeceği geliyor.

Başbakan, nükleer santral ile piknik tüpünü karşılaştırdı.

Gerçekten de ikisi arasında fazla fark bulunmuyor!

İkisi de riskli!

Zaten Başbakan da öyle diyor, ikisi de riskli!

Birisi en fazla bir daireyi ya da apartmanı yakıp yıkar, öteki yüzlerce kilometre karelik alanda ve yıllarca sürecek etkiye sahiptir.

Başbakan’ın bu anlayışıyla, Kenan Evren’in Çernobil sonrası çaya bulaşan radyasyonu yok saymak için, televizyon ekranında çay içip, “Bakın bana bir şey oluyor mu? Demek ki çayda radyasyon yok!” demesi aynı mantığın ürünüdür.

Nükleer santrallerle ilgili üzerinde durulmayan bir nokta daha var:

Bu santraller nükleer çöp üretirler. Bu çöp, kullanılmış radyoaktif madde içerir ve yüksek derecede radyoaktiftir.

Bu çöpün uygun yerde depolanması gerekir.

Yerin metrelerce altında kurşun odalarda depolanırlar.

Depolandıkları yerin çevresinde kaynak suları olmamasına dikkat edilir.

Ülkede yapılan nükleer santrallerin atıkları nerede depolanacaktır?

Bu soruyu soran bulunmuyor, dolayısıyla cevap veren de bulunmuyor.

Fransa’daki nükleer santrallerin çöplerinin bir bölümü –tabii yüksek ücret karşılığında- Almanya’da Gorleben’de depolanır.

Nükleer çöp taşıyan tren her yola çıktığında Almanya’da büyük olaylar olur. Çevreciler demiryoluna otururlar, treni durdurmak için ellerinden geleni yaparlar. Polisle çatışma çıkar ve tren ancak büyük gecikmeyle Gorbelen’e varabilir.

Türkiye’de nükleer santral yapılırsa eğer, çöpü nerede depolanacak?

Bu depolama, gerektiği gibi yapılırsa eğer, hayli pahalıdır ve depolama masrafı da enerji üretim masrafı içinde sayılmalıdır.

Başka bir nokta daha var:

1980’li yıllarda Almanya basınında ülkedeki nükleer santrallerin çöpünün Türkiye’de depolandığı haberleri çıkmıştı. Ülke belliydi ama somut yer verilmiyordu.

Sonra bu haberler kayboldu.

Bu haber doğruysa eğer, çöpün Kuzey Kürdistan’da bir yerlerde depolanmış olması büyük ihtimaldir.

Almanya, nükleer çöp “ihracatı” karşılığında yüksek para ödemiş olsa gerektir.

Seve seve ödemişlerdir! Nükleer çöp büyük bir derttir.

Depolanması zordur, masraflıdır ve en küçük kaçak büyük felakete yol açar.

Nükleer santral konusu tartışılırken, nükleer çöpün nereye depolanmasının düşünüldüğü mutlaka sorulmalıdır?

Hiçbir yerleşim biriminin sakinleri yakınlarında bu türden bir “çöplük” istemezler.

Ek olarak, BDP, bir soru önergesiyle, “Bu ülkede başka yerden gönderilip depolanmış nükleer çöp var mıdır?” sorusunu gündeme getirirse yerinde olur.

Hükümet büyük ihtimalle “yoktur” diyecektir.

Umarız ki, gerçekten böyledir.

Aksi durumda, nükleer çöpün kokusu bir şekilde çıkar.

Varsa, büyük ihtimalle iyi korunan askeri alanlardan birisindedir.

Askerler de muhtemelen neyi koruduklarını bilmemektedirler.

Elinize bir Geiger cihazı alıp radyasyon ölçeceksiniz.

Yüksek radyasyon bulunursa, bunun neden kaynaklandığını araştıracaksınız.

Almanya’da büyük gazetelerin palavra haber yazması pek rastlanılan bir olgu değildir. Bu ülkede Almanya nükleer çöpü depolanmış ise, büyük ihtimalle Kuzey Kürdistan’da bir yerlere gömülmüştür.

Umarım böyle değildir, ama araştırmakta yarar vardır!

Zuletzt aktualisiert am Samstag, den 18. Februar 2023 um 20:29 Uhr